Belediyenin Tarihçesi II
Örnek olarak bir tanesinin kurulmasına karar verildi. Buda azınlıkların yoğun olduğu Beyoğlu Galata bölgesiydi. Galata`nın pilot bölge olarak seçilmesinin nedeni bu semtlerde oturanların başka ülkeleri gören kimseler oldukları, dolayısıyla buradaki binaların daha itinalı olarak yapıldıkları şeklinde açıklanıyordu. 1858 yılında altıncı daire-i Belediye adı altında fiilen ilk Belediye oluşturuldu.
Bu günde benim görev yaptığım Beyoğlu belediye başkanlık binasıdır. Paris Büyük elçisi Mithat Paşanın, Paris Büyük şehir Belediyesinin altıcı dairesi sınırları içersinde ikamet etmesi nedeniyle bu isim verildi. Altıncı daire-i Belediye organları, daire müdürü ile daire meclisinden oluşuyordu. Birincisi yürütme ikincisi ise karar organıydı. Bunlar atama ile iş başına geliyordu. Müşavir olarak yabancılara da yer veriliyordu.
Daha sonra 1868 Belediye nizamnamesi ile belediye örgütünün tüm İstanbul a yayılması karalaştırıldı. Nihayetinde, 1876 tarihli teşkilatı esasiye kanunu ile kurulacak Belediyelerin seçimle iş başına gelecek meclislerce yönetilmesini, öngörmektedir. İmardan eğitime kadar pek çok yerel hizmetler verilmesine rağmen belediyeler başarılı olamadı.
Ancak, 1880 den sonra şehir ve kasabalarda belediyeler varlığını hissettirmeye başladı. Birtakım hizmetler yaparak kendini göstermeye çalışan belediye başkanları protokolde yer almaya başladı. 1913 de İstanbul da ilk defa belediye seçimleri yapılmaya başlandı ama bu uygulamadan tez vazgeçildi. Başkan ve meclis üyelerin görevlendirilmesi atama usulüne devam edildi.
Osmanlı imparatorluğundan 389 belediye idaresi cumhuriyet dönemine devredildi.1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı Belediyeler kanunu belediyelerin, yasal ve kurumsal çerçevesini çizdi. Tek parti döneminde parti ile devletin bütünleştirilmesi nedeniyle Belediyeler de partinin birer organı haline geldi. Vali ve Kaymakamlar bulundukları yerin hem parti başkanı ve hem de belediye başkanı oldu.
1945 yılına kadar vali ve kaymakamlar bulundukları yerin hem parti başkanlılığını, hem de belediye başkanlığını yürüttü ama daha sonra Ankara ve İstanbul da belediye başkanının aynı kişi tarafından olması uygulamasından vazgeçildi. Başkanları, belediye meclisleri tarafından seçilmeye başlandı. 1960 darbesiyle tüm belediye başkanları ve meclis üyeleri feshedildi.
İllerde valiler, İlçelerde ise kaymakamlar belediye başkanlığı görevini yürütmekle görevlendirildi. 1963 yılında çıkarılan 307 sayılı yasa ile belediye başkanlarını doğrudan halkın seçimiyle işbaşına gelmeye başladı. 1978 yılında belediyelerin sorunlarıyla yakından ilgilenmek ve onlara yardımcı olmak için yerel yönetim bakanlığı kuruldu. Ancak, politik çekişmeler sonucunda verimli olamadı. Daha sonra kapatıldı. 1980 den sonra belediyelerde önemli bir değişim oldu.
Büyükşehir belediye kanunu çıkarıldı. Belediye gelirlerinde önemli artışlar oldu. 1980 yılında 1727 olan belediye sayısı 1981 yılında 1587 ye düşürüldü. Beş yıl yeni belediye kurulmasına izin verilmedi. 1985 yılından sonra yeni belediye kuruluşları hızlandırıldı. 2004 yılından sonra ise, yıllardır çıkarılmak isteyip de bir türlü çıkarılmayan belediyeler kanunu çıkarıldı. Yeni belediyeler yasasında belediye kurulması zorlaştırıldı.
Nüfusu 2000 altında olan belde belediyelerin kaldırılması ve yeni kurulacak olan belediyelerin nüfusu ise 5000 olması şartı getirildi. Ayrıca, elli binin üzerinde olan bir belediye ye beş km mesafede yeni belediye kurulmaması şartı getirildi. Belediyelerin görev ve yetki alanları genişletildi. Ancak kaynakları ise yine sınırlı tutuldu.
Bugün Türkiye de 3225 belediye vardır ama yerel seçimlerden sonra, nüfusu 2000 nin altında bulunan belediyeler kapanacaktır. Ülke nüfusunun Yüzde sekseni ise belediye sınırları içersinde oturmaktadır. İşte belediyelerin oluşma süreci Osmanlı İmparatorluğu Tanzimat döneminde başladı. Birçok değişikliklerle günümüze kadar geldi.
Yükümlülükleri çok ama kaynakları az olan belediyelerimizin, değişen toplumun taleplerine duyarlı, modern yönetim tekniklerini kullanarak, etkin, verimli ve kaliteli hizmet sunmak, yasal, siyasal ve hem de topluma karsı sorumlu olduklarını unutmamalıdırlar. Kalın sağlıklıca.